lunes, 6 de octubre de 2008

Oraciones condicionales Irreales

ORACIONES CONDICIONALES IRREALES



Gerçekleşmesi mümkün olmayan şart cümleleridir.



PRESENTE

Si + imperfecto de subjuntivo
Condicional simple



Si tuviese tiempo,
iría a verte.





Cümleler:



No tengo tiempo. No puedo ir a verte. Zamanım yok. Seni görmeye ge-lemeyeceğim.

Si tuviera tiempo, iría a verte. (Eğer) vaktim olsaydı, seni görmeye gelirdim.



No tengo dinero. No puedo comprarlo. Param yok. Onu satın alamıyorum.

Si tuviera dinero, lo compraría. Param olsaydı, onu alırdım.

No tengo tabaco. No puedo fumar. Tütünüm yok. Sigara içemiyorum.

Si tuviera tabaco, fumaría. Tütünüm olsaydı, sigara içerdim.



No tenemos pelota. No podemos jugar Topumuz yok. Futbol oynayamıyo-

al fútbol. ruz.

Si tuviéramos pelota, jugaríamos al fútbol. Topumuz olsaydı, futbol oynardık.



No tengo coche. No puedo viajar. Arabam yok. Seyahat edemiyorum.

Si tuviera coche, viajaría. Arabam olsaydı, seyahat ederdim.



No tengo tiempo. No puedo venir Vaktim yok. Seninle gelemem.
contigo.

Si tuviera tiempo, vendría contigo. Vaktim olsaydı, seninle gelirdim.



No tengo entrada. No puedo ir al teatro. Biletim yok. Tiyatroya gidemiyo-

rum.

Si tuviera entrada, iría al teatro. Biletim olsaydı, tiyatroya giderdim.



No tengo su teléfono. No le puedo llamar. Bende telefonunuz yok. Sizi araya- mıyorum.

Si tuviera su teléfono, le llamaría. Bende telefonunuz olsaydı, sizi arardım.



No hace sol. No podemos ir a la playa. Hava güneşli değil. Plaja gideme-

yiz.

Si hiciera sol, podríamos ir a la playa. Hava güneşli olsaydı, plaja gider-

dik.



No tengo la llave. No puedo abrir la Anahtarım yok.Kapıyı açamıyorum.
puerta.

Si tuviera la llave, podría abrir la Anahtarım olsaydı, kapıyı açabilir-

puerta. dim.



No tenemos dinero. No podemos ir de Paramız yok. Tatile gidemiyoruz.
vacaciones.

Si tuviéramos dinero, podríamos ir de Paramız olsaydı, tatile gidebilirdik.

vacaciones.



No hay nadie en casa. No podemos Evde kimse yok. İçeriye giremiyo-

entrar. ruz.

Si hubiera alguien en casa, podríamos Evde biri olsaydı, eve girebilirdik.

entrar.



No tengo pasaporte. No puedo salir al Pasaportum yok. Yabancı ülkeye

extranjero. yıkamıyorum (gidemiyorum).

Si tuviera pasaporte, saldría al Pasaportum olsaydı, yabancı ülke-

extranjero. ye çıkardım (giderdim).



Si hiciera calor, podríamos ir a la Hava sıcak olsaydı, plaja gidebilir-
playa. dik.

Si supiera inglés, iría a Inglaterra. İngilizce bilseydim, İngiltere’ye gi-

derdim.



Si nevara, iría a esquiar. Kar yağsaydı, kayak yapacaktım.

Si supiera su dirección, le podría Adresinizi bilseydim, size yazabilir-

escribir. dim.





¿Qué harías si te toca la lotería? Sana piyango vursaydı ne yapar-

dın?

Si me tocara la lotería, compraría una Eğer piyango bana vursaydı, bir ev

casa. satın alırdım.



¿Qué harías si tuvierais tiempo? Vaktiniz olsaydı ne yapardın?

Si tuviéramos tiempo, iríamos al Vaktimiz olsaydı, parka giderdik.

parque.



¿Qué harían si tuvieran más dinero? Daha çok paraları olsaydı ne ya- parlardı?

Si tuvieran más dinero, comprarían Daha çok paraları olsaydı, başka

otro coche. bir araba satın alırlardı.



¿Qué harías si aprobaras el examen? Sınavdan geçseydin ne yapardın?

Si aprobara el examen, haría un viaje. Sınavdan geçseydim, seyahat ederdim.



¿Qué harías si hiciera buen tiempo? Hava iyi olsaydı ne yapardın?

Si hiciera buen tiempo, iría a la playa. Hava iyi olsaydı plaja giderdim.



¿Qué harías si hubiera nieve? Kar olsaydı ne yapardın?

Si hubiera nieve, iría a esquiar. Kar olsaydı kayak yapardım.



¿Qué harías si tú estuvieras en mi lugar? Benim yerimde olsaydın ne yapar- dın?

Si yo estuviera en tu lugar, estudiaría Senin yerinde olsaydım, daha faz-

más. la çalışırdım.



¿Qué harías si fueras famoso? Ünlü olsaydın ne yapardın?

Si fuera famoso, viviría en París. Ünlü olsaydım, Paris’te yaşardım.



¿Qué harías si tuvieras mucho dinero? Çok paran olsaydı ne yapardın?

Si tuviera mucho dinero, no trabajaría. Çok param olsaydı, çalışmazdım.



¿Qué leerías si tuvieras tiempo? Zamanın olsaydı ne okurdun?

Si tuviera tiempo, leería una novela Zamanım olsaydı bir aşk hikayesi

de amor. okurdum.



¿A dónde irías si hiciera sol? Hava güneşli olsaydı nereye gider-

din?

Si hiciera sol, iría a la playa con mis Hava güneşli olsaydı arkadaşla-

amigos. rımla plaja giderdim.



¿Qué comprarías si tuvieras un millón? Bir milyonun olsaydı ne satın alırdın?

Si tuviera un millón, compraría un coche. Bir milyonum olsaydı bir otomobil satın alırdım.

¿Qué harías si tu estuvieras en mi Benim yerimde olsaydın ne yapar-

lugar? dın?

Si yo estuviera un tu lugar, les diría Senin yerinde olsaydım onlara bir

que se fueran a un hotel. otele gitmelerini söylerdim.



¿Qué harías si tu estuvieras en mi Benim yerimde olsaydın ne yapar-

lugar? dın?

Si yo estuviera en tu lugar, estudiaría Senin yerinde olsaydım sınav için

más para el examen. daha fazla çalışrdım.



Si tuviera dinero, iría a Madrid. Param olsaydı Madrit’e giderdim.

¿Irías a Madrid si tuvieras dinero? Paran olsaydı Madrit’e gider miy-

din?

Si yo fuera rico, compraría una casa Zengin olsaydım bir ev ve bir oto-

y un coche. mobil satın alırdım.

¿Comprarías una casa y un coche si Zengin olsaydın bir ev ve bir oto-

fueras rico? mobil satın alır mıydınız?



Si hiciera sol, iría a la piscina. Hava güneşli olsaydı havuza gi-

derdim.

¿Irías a la piscina si hiciera sol? Hava güneşli olsaydı havuza gider

miydin?



Si estuviera enfermo, iría al médico. Hasta olsaydım doktora giderdim.

¿Irías al médico si estuvieras enfermo? Hasta olsaydın doktora gider miy-

din?



Si perdiera el tren, cogería un taxi. Treni kaçırsaydım taksi tutardım.

¿Cogerías un taxi si perdieras el tren? Treni kaçırsaydın bir taxi tutar mıy-

dın?



Si no lloviera, iría a la playa. Yağmur yağmasaydı plaja gider-

dim.



¿Irías a la playa si no lloviera? Yağmur yağmasaydı plaja gider





Si tuviera hambre, comíera. Aç olsaydım yerdim.

¿Comerías si tuvieras hambre? Aç olsaydın yer miydin?

Si hiciera frío, compraría un abrigo. Soğuk olsaydı bir palto satın alır-

dım.

¿Comprarías un abrigo si hiciera frío? Soğuk olsaydı bir palto satın alır

mıydın?



Si aprobara el examen, iría de Sınavı geçseydim tatile giderdim.

vacaciones.

¿Irías de vacaciones si aprobaras el Sınavı geçseydin tatile gider miy-

examen? din?



Si tuviera sed, bebería agua. Susasaydım su içerdim.

¿Beberías agua si tuvieras sed? Susasaydın su içer miydin?



Si tuviera coche, iría al campo. Arabam olsaydı kıra giderdim.

¿Irías al campo si tuvieras coche? Araban olsaydı kıra gider miydin?


Cümleler:
No he ido a la excursión porque Geziye çıkmadım çünkü hastay-

estaba enfermo. dım.

Si no hubiera estado enfermo, habría Hasta olmamış olsaydım, geziye

İdo a la excursión. çıkmış olurdum.



No hemos comprado la casa, porque Evi satın almadık çünkü paramız
no tenemos dinero. yok.

Si hubieramos tenido dinero, la Paramız olmuş olsaydı, onu almış

habríamos comprado. olurduk.



Él ha suspendido el examen porque no Sınavdan kaldı çünkü çalışmadı.

ha estudiado.

Si él hubiera estudiado, no lo habría Çalışmış olsaydı, ondan kalmış ol-

suspendido. mazdı.



No hemos ido al teatro porque no había Tiyatroya gitmedik çünkü bilet yok-
entradas. tu.

Si hubieran habido entradas, habríamos Onlar olmuş olsaydı, tiyatroya git-

ido al teatro. miş olurduk.



Él robó muchos coches y ahora está en O bir çok araba çaldı ve şimdi ha-
la cárcel. piste.

Si él no los hubiera robado, ahora no Onları çalmamış olsaydı, şimdi ha-

estaría en la cárcel. piste olmazdı.



Mi hermano está en el hospital porque Erkek kardeşim hastanede çünkü
ha tenido un accidente. kaza geçirdi.

Si mi hermano no hubiera tenido un Erkek kardeşim kaza geçirmemiş

accidente, ahora no estaría en el hospital. olsaydı şimdi hastanede olmazdı.



El médico no llegó a tiempo y no pudo Doktor vaktinde gelmedi ve hastayı
salvar al enfermo. kurtaramadı.

Si el médico hubiera llegado a tiempo, Doktor vaktinde gelmiş olsaydı,

habria podido salvar al enfermo. hastayı kurtarmış olurdu.



No tenía dinero. No he hecho el Param yoktu. Seyahate çıkmadım.
viaje.

Si hubiera tenido dinero, habría hecho Param olmuş olsaydı, seyahate

el viaje. çıkmış olurdum.



No he visto a Carmen. No he podido Carmen’i görmedim. Onu na söy-
decírselo. leyemedim.

Si la hubiera visto, habría podido Onu görmüş olsaydım, onu ona

decírselo. söylemiş olurdum.



No hemos tenido tiempo. No hemos Vaktimiz yoktu. Sizi ziyaret edeme-

podido visitaros. dik.

Si hubiéramos tenido tiempo, habríamos Vaktimiz olmuş olsaydı, sizi ziyaret

podido visitaros. edebilmiş olurduk.



Ha llovido mucho. No he ido a pasear. Çok yağmur yağdı. Dolaşmaya git- medim.

Si no hubiera llovido tanto, habría ido Bu kadar yağmur yağmamış olsay-

a pasear. dı, gezmeye çıkmış olurdum.



Antonio no ha estudiado. No ha aprobado Antonio çalışmadı. Sınavı geçeme-

el examen. di.

Si Antonio hubiera estudiado, lo habría Antonio çalışmış olsaydı, onu geç-

aprobado. miş olurdu.



No me han arreglado el coche. He tenido Arabamı tamir etmediler. Otobüse
que coger el autobús. binmek zorunda kaldım.

Si me hubieran areglado el coche, no Arabamı tamir etmiş olsalardı, oto-

habría tenido que coger el autobús. büse binmek zorunda kalmamış olurdum.



Han llegado tarde. Han perdido el avión. Geç geldiler. Uçağı kaçırdılar.



Si no hubieran llegado tarde, no lo Geç gelmiş olmasalardı, onu ka-

habrían perdido. çırmış olmazlardı.



No he ido a Madrid. No he visto a Madrit’e gitmedim. Consuelo’yu
Consuelo. görmedim.

Si hubiera ido a Madrid, le habría visto. Madrit’e gitmiş olsaydım, onu gör- müş olurdum.



He perdido su número de teléfono. No Telefon numarasını kaybettim.
le he podido llamar. Onu arayamadım.

Si no hubiera perdido su número de Telefon numarasını kaybetmiş ol-

teléfono, le habría podido llamar. masaydım, onu aramış olurdum.



Ha conducido muy rápido. Ha tenido Çok hızlı sürdü. Kaza yaptı.
un accidente.

Si no hubiera conducido tan rápido, no Bu kadar hızlı sürmüş olmasaydı,

habría tenido un accidente. kaza yapmış olmazdı.



Como ha estado lloviendo toda la tarde, Bütün öğlen yağmur yağdığından

no hemos salido de casa. dolayı evden çıkmadık.

Si no hubiera estado lloviendo toda la Bütün öğlen yağmur yağmış olma-
tarde, habríamos salido de casa. saydı, evden çıkmış olurduk.



Como bebía y fumaba mucho, cayó Çok içki ve çok sigara içmesimden
enfermo. dolayı hasta düştü.

Si no hubiera bebido y fumado tanto, no Bu kadar içki ve sigara içmiş olma-

habría caído enfermo. saydı, hasta düşmemiş olurdu.



Como no riegas las flores, se te han Çiçekleri sulamamandan dolayı ku-
secado. rudular.

Si hubieras regado las flores, no se te Çiçekleri sulamış olsaydın, kuru-

habrían secado. mamış olurlardı.



Como se acostó tarde, no llegó a tiempo Çok geç yatmasından dolayı işe
al trabajo. vaktinde gidemedi.

Si no se hubiera acostado tarde, habría Çok geç yatmış olmasaydı, işe

llegado a tiempo al trabajo. vaktinde gitmiş olurdu.



Como no cerró bien la puerta, le Kapıyı iyi kapatmamasından dolayı
robaron. onu soydular.

Si hubiera cerrado bien la puerta no le Kapıyı iyi kapatmış olsaydı onu

habrían robado. soymuş olmazlardı.



Como no te pusiste el abrigo, ahora Paltonu giymediğinden dolayı şim-
estás enfermo. hastasın.

Si te hubieras puesto el abrigo, ahora Paltonu giymiş olsaydın şimdi has-

no estarías enfermo. ta olmazdın.

No hay comentarios: